30 Nisan 2008 Çarşamba

Oktay Sinanoğlu

Günlük yaptığım bu uzun yolculukları kendime faydalı hale getirmek için bulduğum yol; Okumak… Bu iş için öncelikle vakti zamanında merdivenlerini çokça aşındırdığımız İl Halk Kütüphanesine üye oldum. Kütüphaneye ve okumaya zaten çok uzak değilim. Ama artık yaşımız 30, çoluk çocuğa karışmışız. Ahmet Günbay Yıldız romanları hafif kalabilir sanki. Kısa süreli bir arayıştan sonra tesadüfen Oktay Sinanoğlu kitaplarına rastladım. Türk Aynştaynı-Oktay Sinanoğlu Kitabını bir yerlerden duymuştum. Neyse, tamamen tesadüf eseri ama büyük bir isabetle 2 kitabını aldım. Bir çırpıda, su içer gibi okudum kitapları. Aklımda kalanları paylaşmak istiyorum:

* Teknik bilimler her zaman için idari bilimlere göre daha güzel, gelişmeye açık. Bir iktisat bölümü mezunu ve Kamu’da çalışan bir muhasebeci olarak bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Çocuğum için meslek seçme şansım olursa kendisine kesinlikle teknik bölümleri tavsiye edeceğim.
* Eğer beyin içerisinde kullanılan ve kullanılmayan alanlar şeklinde bölümler var ise bir fizikçi veya matematikçinin beyni, bir muhasebeciden en az 3–4 kat daha fazla çalışan alana sahiptir. Bu kesin.
*Ülkeler için zenginliğin asıl kaynağı üretimdir. Özellikle günümüz Türkiye’sinde üretim kaygısı olmadan sınırsız bir şekilde tüketim güdüsü taşıyan bir halkız artık. Bu kötü. İsrail’den bir avuç domates tohumu almak için 4 tır dolusu mal verdiğimizi öğrenmek insanın canını sıkıyor.
* Yıllardır ülkemizin tarım anlamında kendi kendine yeten bir ülke olduğu masalı ile büyüdük. Geçmişte belki öyleydi, ama dediğim gibi; Geçmişte!
*Ülkede eğitim kesinlikle anadilde verilmelidir. Kimya, tarih, fizik vb. bilimleri hem de daha lise çağlarında İngilizce dilinde vermek eğitimin hedefinden uzaklaşması demektir. Sen önce öğrencilere kendi ana dilinde bu ilimleri öğret; İhtiyaç ise bir yabancı dil öğretmek disiplinli bir çalışma ile 3 aydan daha uzun sürmez zaten.
* Bir Türk olarak çok erken yaşta dünya bilim tarihine ismini yazdırmış, çok şey başarmış, Kimya literatüründe hala bir otorite: Oktay Sinanoğlu
* Geçte olsa kendisinin kitaplarını okuduğum, görüşlerinden faydalandığım için kendimi şanslı hissediyorum

Hiç yorum yok: