9 Ekim 2007 Salı

Oyuncaklar-2


Mahallemizdeki tüm erkekler, bu takma dişleri ağzımıza geçirip, çok korkunç bir hale geldiğimizi varsayarak kızların peşinden koşardık. Bebekler filan belki de; aklı başında okula giden bi insan evladı bundan korkmazdı heralde.

Oyuncaklar-1




Daha ilginçleride var tabi. Bu hemen aklıma geldi. Çok basit ama süper işlevsel. Rüzgarsız havalarda en yükseğe çıkarmak için yarışırdık. Yanlız pervanesi çabuk kaybolurdu. Bahçelere, duvarların arkalarına kaçardı bu parçalar. Elinde kalan parçada bi işe yaramazdı artık.






80'li yıllar-2



İsmini filan bilmezdik tabi o sıralar. Bize göre Amcanın adı: Pazar Soyadı: Konseri

Pazar sabahına uygun kahvaltı yapılmış. Baba esnaf, Sadece pazar tatil. Televizyon 08:00'de açılıyor. İşitme engelliler ve engelsizler için haberler izleniyor. Çizgi film ve Western Sinema Filminden sonra sıra bu abiye geliyor. Ekranda Hikmet Şimşek belirdiği anda işte bizim ailenin TV ile ilişiğinin kesildiği andır. Baba dışarıya, kahveye filan. Biz mevsime göre dışarıda hangi oyun organize edilmişse oraya, Anne ev işlerine. Hiç kimse 2 dakikalığına bile merak edipte "bu adam şimdi ne yapacak" diye düşünmüyor. Refleks olmuş. Sanki ekranda "Televizyonunuzu kapatmayı unutmayınız" (bide bu vardı değilmi?) yazıyor. Siyahlı amcayı gördünmü, koş, kapat. Hiç izleyen varmıydı? Valla ben rastlamadım. Bulursanız tebrik edelim beraberce.

80'li yıllar-1




Voltran, abicim ne süper bi çizgi filmdi o ya. Niçin yayınlanmazki tekrarı? Şimdiki çocukları bilmem ama 78 doğumlu ben ve benim gibiler için tiryakilik sebebi olacağı kesin yani. Mevzu şudur; 5 "aslan" arkadaş var. Saldırı başlar. İşler kötüdür. Voltranın oluşması için 5 aslanın bir araya gelmesi gerekir. Aksilik bu ya işlerin en kötü zamanında aslanın biri yara alır ve biryerlere düşer. Tam "bitti herşey" dediğimiz anda o eksik aslan kendini toparlar ve.. Voltran sahnede. Ayaklar ve bacaklar / Kollar ve gövde/ ve tabiiki Baş. İlk önce rakibine prim tanır. Darbeler alır filan, ama bişey eksik. Nedir? Evet,Işın Kılıcı . Eller yumruk halinde yan yana getirilir ve sağa sola açılır. Oldu sana bi ışın kılıcı. Yaklaşır düşmana. Şöyle yukarıdan aşağıya sallar kılıcı ve kenera çekilir. Hemen patlamaz ama düşman. 3 saniye sonra ekran bembeyaz. Düşman aynen iptal.
Kim özlemez ki o günleri. Yazayımda rahatlayayım dedim.



21 Ekim 2007 Saat:20:00



İnterlagos burası oluyor. İnşallah bir aksilik olmazda rahat rahat izlerim yarışı. Serhan Acar anlatır tabi. İşini severek yapmaya örnek bir insandır bu abi. Bilgi, heyecan, yetenek hepsi var adamda. Neyse ben yinede cep telefonuna bir hatırlatma ayarlayayım.

Şampiyon Brezilya'da ortaya çıkacak.


Şangay Uluslararası Pistinde yapılan Çin Grand Prix'sini, Ferrari Pilotu -adamım-Kimi Raikkonen kazandı. Fernando Alonso'nun da ikinci olmasıyla şampiyonluk düğümü Brezilya'ya taşındı. Lewis Hamilton (McLaren Mercedes) hiç olmayacak bir yerde pit girişinde kum havuzuna girdi ve çakıldı. Şanssızlıktı tam anlamıyla. Son durum;Hamilton:107 Alonso:103 Raikkonen:100 Şampiyonluk için bize mucize lazım. Alonso'mu yoksa Hamiltonmu derseniz; tabiiki Hamilton.

Kartal Klasiği BJK-0 PORTO-1



Çocukluğumuzda bunu BJK yapıyordu. Şimdi hem de Şampiyonlar Liginde 90+2 de gol yiyoruz. Quaresma'yı durduramadık. Hücum bölgemiz evlere şenlik. Adamlar resmen dayak attı bizimkilere. Nobre ve Delgado'nun kaşı açıldı. Dirsekler fora. Bi futbolcumuzda çıkıp şöyle hakemi etkileyecek, taraftarı gazlayacak bir hareket yapmadı. İbrahim Toraman gözümden düştü iyice. Amatör hatalar yapmakta kendisi bu aralar. Deli İbo desen ayrı bi havada. Bobo'nun sakatlığı ciddi. Nobre'ye elimiz mahkum. Ama taraftar! Müthişti yine. En çokta staddakilere üzülüyorum böyle maçlarda. Tam herşey bitmiş, 1 puan muhabbeti yaparken... Tık. Sessizlik. Ve bir düdük sesi. Kötü oluyorum ben.